Yaşam

Prof.Dr. Orta: Türkiye Ciddi Kuraklık Tehdidi Altında

Şafak TAŞOYAR/TEKİRDAĞ, (DHA) – TEKİRDAĞ Namık Kemal Üniversitesi (NKÜ) Ziraat Fakültesi Biyosistem Mühendisliği Arazi ve Su Kaynakları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halim Orta, son 24 aylık verilerin Trakya başta olmak üzere Türkiye’de ciddi kuraklığın olduğunu gösterdiğini söyledi. Meteorolojik ve tarımsal kuraklığın devam ettiğini belirten Orta, Trakya’da yeraltı sularının 4’de 3’ünün tükendiğini kaydetti.

‘CİDDİ KURAKLIK TEHDİDİ DEVAM EDİYOR’

NKÜ Ziraat Fakültesi Biyosistem Mühendisliği Arazi ve Su Kaynakları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halim Orta, son verilere bakıldığında Trakya başta olmak üzere Türkiye’de çok ciddi bir kuraklık olduğunu söyledi.  Havaların gündüz sıcak, geceleri sıfırın altına indiğini belirten Orta, “Ama istatistiksel olarak baktığında sanki çok anlam yokmuş gibi değerler karşımıza çıkıyor o anlamda bu değerler.

Tekrar son verilenlere baktım, 3 aylık, 6 aylık, 9 aylık, 12 aylık ve 24 aylık dönemde özellikle içinde bulunduğumuz Trakya ve Türkiye’de çok ciddi bir kuraklık var. Hem meteorolojik kuraklık var, hem tarımsal kuraklık var. Üretici bu bölgede kışlık hububatını ekti ki bizde kışlık ekilir hububat. Bu yıl tamamen kuruya ekti ve çok masraflı bir ikim dönemi yaşadı. Arkasından düşen az miktardaki yağışlar çimlenme çıkışı sağladı.

Şu anda 25 santim civarında toprakta bir nem var. Onun altındaki toprak tamamen kuru ki bizim beklentimiz bu dönemde profilin 90 santimetre, 1 metrelik toprak profilinin artık yavaş yavaş tarla kapasitesine doğru çıkmasıdır, tamamen Islanmasıdır. Ondan sonra da yeraltı suyu beslenmeleri başlayacaktır. Ama  şu anda böyle bir durum kesinlikle söz konusu değil ve 24 aylık Devlet Meteoroloji İşleri yayınladığı kuraklık haritalarına baktığımızda her 3 aylıklara tekrar söylüyorum önemli bir kısmı ve bölge ciddi kuraklık tehdidi altındadır, tehdit devam ediyor” diye konuştu.

‘TEMİZ SU ŞEBEKELERİ ÇOK ÖNEMLİ’

Kar ve yağmur sularının birikimlerinin çok önemli olduğunu ve bunun içinde şehirlerde temiz su şebekelerinin kurulmasının önemli olduğunu ifade eden Prof. Dr. Orta, “Bunlardan bir tanesi toprak işleme, mesela tarımsal alanlarda toprak işleme çok önemli. İkincisi betonlaşma şehirleşme ve tarım alanlarında orman alanlarının, çayırların, meraların ve her anlamda yeni yerleşime açılması sanayiye açılması, tarım arazilerinin başka amaçlarla kullanılması gibi sebeplerle ciddi azalmalar var.

Ve bu azalmaların sonucunda da işte kışı yağışları dediğimiz kar başta olmak üzere, uzun süreli düşük intensiteli yağışların yüzey akışıyla kaybolmayarak toprağa infiltre olması ve yer altı suyuna ulaşması her geçen gün daha da zorlaşıyor. Şehirlerde temiz su şebekelerini artık kurulması lazım ve yağmur suyu, yağmurla düşen suların kanalizasyon şebekeleriyle uzaklaştırılmadan başka amaçlarla kullanılması gerekir. Bu ne olabilir? Rekreatif yeşil alan sulamaları olabilir, itfaiye hizmetleri olabilir, bu tip hizmetlerde kullanılabilir hale gelmesi lazım” dedi.

‘YER ALTI SULARI HER GEÇEN TÜKENİYOR’

Prof. Dr. Halim Orta, Trakya’da yeraltı sularının her geçen gün tükendiğine dikkat çekerek, şunları söyledi:

“Yeraltı suyu sıkıntılı. Neden sıkıntılı? Barajlardaki su seviyesi, göletlerdeki su seviyeleri azaldıkça su kullanıcıları daha önce de mevcut olan kuyularını, yeraltı suyunu kullanıyor. Sanayide de böyle şehirlerde içme suyunda böyle. Dolayısıyla buradan kullanım günden güne artıyor. Biz beslenme doğrultusundaki kullanıma hiçbir zaman hayır demedik. Yani 5 birim yeraltı suyu beslenmesi varsa 5 birim kullanılsın.

Ama 5 birim beslenmeye yılda 10 birim, 15 birim çekerseniz bu su seviyenizin sürekli olarak düşmesini sağlıyor. An itibariyle Trakya’da da bu sıkıntı devam ediyor ve biz 600 metrelik Ergene aküferinin şu anda 400 metresini kullanmış durumdayız. Yani 4’te üçünü kullanmış durumdayız. Çünkü neden?  0,4 milyar metreküp beslenmemiz vardır bizim Ergene-Meriç aküferinde, tahminen hesaplarımıza göre şu anda yıllık çekimimiz bizim 1 milyar metre küpün üzerinde.

Dolayısıyla 0,4 besliyoruz 1 milyar çekiyoruz. Yani iki katından fazlasını çekiyoruz. Dolayısıyla seviye her geçen gün düşmeye devam ediyor. Suların azalması bizim insan anlamında sosyoekonomik kuraklık dediğimiz kuraklığa taşır. Bu sosyoekonomik kuraklık da yapılan çalışmalara göre en fazla sanayinin ve nüfusu yoğun olduğu bölgelerde çok sert hissedilir. En büyük etkiyi orada yaratır. Mesela kırsal kesimde yaşayan insanlarda, veya homojen dağılmış bölgelerde insan nüfusunun azlığından kaynaklandığı için etkiler fakat sosyoekonomik etkileri çok sert hissedilmez.

Ama bizim için de yaşadığımız bölge gibi veya İstanbul gibi metropollerde korkunç bir nüfus yoğunluğu, korkunç bir sanayi yoğunluğu ile birlikte ciddi şekilde sistem çöker. Başta gıda fiyatları alır başına gider. Öbür taraftan sektör çalışamaz hale gelir. Sektör çalışamayınca insanlar işsiz kalmaya başlar. Zaten bir taraftan yükselen fiyatlar öbür tarafta işsiz kalan insanlarla birlikte bir araya geldiğini düşünürseniz felaketin boyutu korkunç olur. O vesileyle nerede çok fazla insan var, nerede çok fazla sanayi var ise o bölgelerde sosyoekonomik kuraklığın etkileri çok daha sert olur.”

‘KURAKLIK YAZLIK ÜRÜNLERİ ÇOK ETKİLER’

Kuraklığın yazlık ürünleri çok etkileyeceğini ifade eden Orta, “Kuraklık tabi ki en fazla yazlık ürünleri çok ciddi etkiler. Yazın ekilen ve yazın hasat edilen ve bölgeye bakarsanız bunların başında kavun, karpuz, domates ve diğer sebzeler, bahçe bitkileri gelir. Bu demek değil ki kışlık ürünleri etkilemez. Eskilerin çok önemli bir söylemi vardır. Derler ki, yaz kurağından değil, kış kurağından kork.

Bu kış kurağından  kork demek. Yazın yağış düşmesi bile eğer kışın özellikle miktarda yeterli sürede yağışları alırsak toprak profili en az 1 metreyi tarla kapasit dediğimiz civara nemlilik düzeyine çıkartabilirsek bu hububat başta olmak üzere yazın tarımı yapılacak bitkileri de çok olumlu etkiler. Ama kuraklığın etkilemeyeceği bir bitkiyi düşünmüyorum. Özellikle bizim beslenmemizde yeri olan ve stratejik gibi bir ürünler dediğimiz buğday, ayçiçeği, kanola gibi yağlık ürünlerin başında tamamını etkiler.

Nerede sıkıntı yaşamayız? Belki Karadeniz’de yetişen ürünlerde fındıkta, çayda sıkıntı yaşamayız ama onun dışında bizim Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde, Akdeniz’de, Ege’de, Marmara Bölgesi’nde yetişen ve bizim için önem arz eden meyve de dahil olmak üzere özellikle kış kurağını yaşarsak meyvecilikte de sıkıntılar yaşarız” şeklinde konuştu.(DHA)

+1
0
+1
0
+1
0
+1
0
+1
0
+1
0

Haber ve resimlerin telif haklarından dolayı kullanımı yasaktır. Yazılı izni alınmadan hiçbir yazılı, görsel, işitsel içerik kopyalanamaz, değiştirilemez, yayınlanamaz veya satılamaz. Aksi halde 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’na ve 6102 sayılı maddesine göre gerekli işlemler uygulanacaktır.
© Copyright 2014

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu