Ali Can ZERAY- Uğur AKAGÜNDÜZ/EDİRNE, (DHA)- EDİRNE’de, Trakya Tarımsal Araştırma Enstitüsü, ‘Tıbbi aromatik bitkiler ve mucize yağlar ile hayatlar’ projesi kapsamında kozmetik ve ilaç sanayinde kullanılan 60 çeşitli tıbbi ve aromatik bitki üretimi yapıyor.
Trakya Tarımsal Araştırma Enstitüsü, ‘Tıbbi aromatik bitkiler ve mucize yağlar ile hayatlar’ projesi kapsamında tarlalarında aromatik bitkiler yetiştiriyor. Üreticinin kazancını artıracak, kilosu 20 bin liraya satılan safrandan, altın otuna, zambaktan, lavantaya kadar tıbbi ve aromatik 60 çeşit bitki, rengarenk görüntüler ortaya çıkarıyor. Trakya Tarımsal Araştırma Müdürü Doç. Dr. Adnan Tülek, Türkiye’nin yurt dışından ithal ettiği tıbbi ve aromatik uçucu bitki yağını azaltması ve üreticinin kazancını artıracak olan üretimin adaptasyon sürecini tamamlamasının ardından bölge çiftçisinin ekimine başlayacağını söyledi. Enstitünün farklı ürün gruplarında çalışmalar yürüttüğünü belirterek, “Bu kapsamda bu alanda muhtelif sayıda bitki üzerine çalışıyoruz. Enstitümüzde yaklaşık 60 civarında farklı türlere ait tıbbi aromatik ve boya bitkileri mevcut. Bu örnekleri biz, ülkemizin çok farklı bölgelerinden temin ettik ve burada adaptasyon çalışmalarını yürütüyoruz. Yetiştirdiğimiz bitki gruplarına bakıldığında, tek yıllık olanlar olduğu gibi çok yıllık, ağaç ve çalı formunda olan değişik tıbbi aromatik bitkiler mevcut. Bu bahçeyi yaklaşık 3 yıl önce oluşturmaya başladık. Şu anda tür sayısı olarak bakıldığında ilerleyen günlerde sayıyı daha da arttırmayı planlıyoruz” dedi.
‘TIBBİ VE KOZMETİK SANAYİNDE KULLANILIYOR’
Doç. Dr. Tülek, üretilen bitkilerin tıp ve kozmetik sanayisinde kullanıldığını belirterek, “Buradaki bitkilere bakıldığında aslında kullanım amacı çok önemli. Tıbbi aromatik bitkilerin yelpazesine bakıldığında kullanım alanı çok geniş. Tıpta kullanıldığı gibi parfümeride, kozmetik sanayinde, hatta bir kısmı da boya bitkisi olarak kullanılıyor. Edirne kırmızısının da bölgemizdeki değerini tekrar kazandırmaya çalışıyoruz. Burada yetişen birçok bitkiye bölgemizde talep de söz konusu. Bu talebin de karşılanması için bölgemiz çiftçisinin bu materyali üretip sanayideki ilgili sektör paydaşlarına tedarik etmesi gerekiyor. Yıl içerisinde farklı dönemlerde birçok çalıştay yapıyoruz. Ülkemizin çok değişik yerlerinden konunun uzmanları da geliyor. Daha önce lavanta ile başlayan çalışmalardan sonra altın otu geldi. Şu anda zambak tarlasında bulunuyoruz. Hemen yanı başımızda nane, kekik ve adaçayı bitkileri var. Melisa otu, limon otu, kuşburnu, Kahramanmaraş’tan getirdiğimiz sumak, Bilecik tarafında kültürü yapılan şerbetçi otu bitkisinin de adaptasyon çalışmalarını yürütmek üzere bölgemizde 2 yıl önce çalışmaları başlattık. Peygamber çiçeği, gül otu gibi birçok tür söz konusu” diye konuştu.
‘ASIL ÜRETİMİ YAPACAK ÇİFTÇİLERİMİZ’
Asıl amaçlarının bitkilerin adaptasyon sürecini tamamlayarak çiftçiyle buluşturmak olduğunu söyleyen Tülek, “Bizim buradaki amacımız; ticari değeri, katma değeri yüksek olan ürünlerin adaptasyon çalışmalarını yapıp, bölgemiz için uygun mu değil mi diye bakılması. Sonra da ekonomik analizlerinin yapılması ve bu süreçte de yapılan çalıştay ve tarla günleri ile çiftçilerimizin bilgilendirilmesi. Model olarak amacımız o. Asıl bu üretimi yapacak çiftçilerimiz olacak. Aynı zamanda şunu da amaçlıyoruz; sadece üretim aşaması değil, yapmış olduğumuz etkinliklerde üretimin yanında sanayinin konuyla ilgili bütün paydaşları geliyor. Onları buluşturuyoruz. Sanayicinin taleplerini alıyoruz. Çiftçilerimizin de ürettiği malı değerlendirmesi gerekiyor. Onlara da bu şekilde katkı sağlıyoruz “dedi.
‘TRAKYA’DA 5 BİN DEKAR CİVARINDA LAVANTA EKİMİ YAPILIYOR’
Lavanta ekimini Trakya’da 5 bin dekar alana çıkardıklarını belirten Tülek, “Lavantanın ülkemizde daha önceden de tarımı yapılıyordu. Fakat ticari olarak değil, daha ziyade turizm amacı şeklindeydi. Bizim yurt dışındaki bazı kurum ve kuruluşlarla yapmış olduğumuz ortaklaşa çalışmalar kapsamında ticari değeri olan, uçucu yağ olan türler buraya getirildi. Her yıl konuyla ilgili tarla günleri ve etkinlikler düzenliyoruz. Bölgemizde de ciddi bir rakama ulaştı. Edirne’de bin dekar civarında. Tekirdağ ve Kırklareli’ni de alırsak bölgemizde 5 bin dekar civarında bir ekim olduğunu söyleyebiliriz. Bu oran artıyor. Uçucu yağı elde edilip çiftçinin ürününün değerlendirilmesi ve sonrasında da piyasaya arz edilmesi önemli.” olduğunu ifade etti.
‘EYLÜLDE ZAMBAK HASATI’
Edirne’de lavantanın ardından zambak ekimini de gerçekleştirdiklerini belirten Tülek, “Zambak da çok önemli bir bitki. Bu ürünün değerlendirilme noktası kök kısmı. Parfümeri sektöründe kullanılıyor. Ülkemizde bunu işleyen tesisler de var. Her bitkinin hasat dönemi, farklı dönemlerde oluyor. Ülkemizde yapılan çalışmalarda zambak bitkisinin en uygun hasat zamanı eylül ayı şeklinde. Buradaki zambak bahçemizin de 2’nci yılı. 2 ya da 3’üncü yılın sonunda ancak hasat edebiliriz. Çünkü istenilen kök verimi bizim için önemli. Aynı diğer ürün gruplarında daha önce olduğu gibi küçük adımlarla bu ürün gruplarında da hızlı bir şekilde ilerleyeceğimizi ümit ediyoruz” dedi. (DHA)
FOTOĞRAFLI