SALONDA 2 SANIK DURUŞMAYA KATILDI
Tekirdağ’da Sıla Yeniçeri’nin ölümüne ilişkin 5 sanığın yargılanmasına Tekirdağ 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlandı. Kapalı yapılan duruşmaya; başka dosya kapsamında ‘Müstehcenlik’ suçundan tutuklu bulunan sanık Sanlı Ö. ile tutuksuz sanık Kani A. ile taraf avukatları, TBMM Araştırma Komisyonu’ndan bir avukat, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatı ve Tekirdağ Barosu’ndan da bir avukat gözlemci olarak katıldı. Anne Bakiye Yeniçeri ile suça sürüklenen çocuklar G.K. ve K.A. ise duruşmaya tutuklu bulundukları cezaevlerinden SEGBİS ile bağlanacak. Mahkeme heyeti, diğer baroların katılma talebini kabul etmedi.
‘DAVAYI BAŞINDAN SONUNA TAKİP EDECEĞİZ’
Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkan Yardımcısı Bahar Gültekin Candemir başta olmak üzere, Ankara, İzmir, Çanakkale, Edirne, Kırklareli, Samsun, Şırnak, İstanbul ve Sakarya barolarından başkanlar ve avukatları da adliyeye geldi. Tekirdağ Barosu Başkanı Egemen Gürcün, olayın ilk gününden itibaren takipçisi olduklarını belirterek, “Haklının hakkının arandığı yerlerdir adliye sarayları. Bugün de adalet peşinde Türkiye’nin dört bir yanından gelen avukatlar, barolar, sivil toplum örgütleri ve siyasi parti temsilcileriyle beraber burada Sıla meleğimizin hukukunu savunmak, adaletine sahip çıkmak için bir aradayız. Avukatlık Kanunu’nun 76 ve 95’inci maddeleri çok açık. Baroların hukukun üstünlüğünü savunmak ve bu kavramlara içtenlik kazandırmak noktasındaki insan haklarını yüceltmek noktasındaki çalışmaları bir görev olarak barolara verilmişken; bugün ve daha önceki Yargıtay kararları gerekçe gösterilerek, bugün de tekrar katılma taleplerimiz maalesef reddedildi. Ancak bu bir reddedilişin dışında da önemli bir gelişmeydi. Bugün Tekirdağ Adliyesi’nde yaşandığını ifade etmek istiyorum. O da şu Tekirdağ Barosu bu davada CMK 187 uyarınca davaya gözlemci olarak katılma hakkı da kazanmış bulunmakta. Bu gerçekten Tekirdağ Barosu’nun ve Türkiye’deki baroların mücadelesinin somutlaş bir biçimidir. Bu açıdan baronun davayı takip ediyor olması, toplumun da bu adalet beklentisinin gözlemcisi olması sıfatını bize gösterdi, yükledi. Bu sıfatın gereğince bu davayı başından sonuna takip edeceğiz” dedi.
‘ÇOCUKLARIN SAKLAMBAÇ OYNARKEN KAYBOLMASINI İSTİYORUZ’
Tekirdağ Barosu’ndan Çocuk Hakları Komisyonu başkanının davaya izlemeye başladığını söyleyen Gürcün, “Bu açıdan gelinen aşama, bizim açımızdan çok değerli ve bu anlamda da bu davaya sahip çıkan herkese çok teşekkür ediyoruz. Türkiye’de çocukların saklambaç oynarken kaybolmasını istiyoruz. Çocukların rahatça, özgürce gelişebilecekleri, yaşayabilecekleri bir Türkiye istiyoruz. O açıdan her kurumun kendisini bu noktada bir kontrol etmesini ve gerekli sorumluluklarını yerine getirmesini de bekliyoruz. O açıdan yapılacak tüm çalışmalara, bundan sonraki gelişmeleri de bizler takipçisi olarak bu süreçlerin olumlu manada desteklemeye çalışacağız. Türkiye’deki çocuk istismarının giderek artıyor olması, kadına dönük şiddetin her geçen gün devam ediyor olması, bizler için çok üzüntü verici bir durum. Kaygılanıyoruz ancak bu kaygıya karşılık tam bir kararlılıkla mücadelemizi sürdüreceğiz. Bu açıdan, bizlerin bu açıdan yürüttüğümüz bu çalışmalara verilecek destek sizler açısından da çok değerli olacak. Bizler şunu ifade etmek istiyoruz; çocuklarımızın, kadınların, çevrenin, herkesin rahat bir çevrede yaşayabilmesi, rahat bir ülkede yaşayabilmesi için varlığımızı devam ettireceğiz, mücadelemizi sürdüreceğiz” diye konuştu.
TBB: SILA BEBEK ADINA MÜCADELEMİZDEN VAZGEÇMEYECEĞİZ
TBB Başkan Yardımcısı Bahar Gültekin Candemir ise “Kamuoyunun ‘Sıla bebek davası’ olarak bildiği ve Sıla bebeğin yaşam hakkından koparıldığı davanın ilk duruşmasına biraz önce Türkiye Barolar Birliği ve barolarımızla birlikte katılım sağladık. Hepinizin bildiği üzere hukuk kurumları olan Türkiye Barolar Birliği ve barolarımız tabi oldukları Avukatlık Kanunu gereğince hukukun üstünlüğü ve insan haklarını korumak savunmak ve Sıla bebeğimizde olduğu gibi bu topraklarda yaşayan her çocuğun, her kadının, her yurttaşın yaşam hakkı da başta olmak üzere tüm insan haklarının tesisiyle korunması için mücadele eden kurumlardır. Bu görev sorumluluğuyla biraz önce çok değerli Tekirdağ Barosu Başkanımız ve diğer baro başkanlarımızla birlikte yurdun dört bir tarafından gelen çocukların komisyonları, dernekler, milletvekillerimizle birlikte, duyarlılık hisseden yurttaşlarımızla birlikte duruşmaya katılım sağladık ve yargılama sürecine katkıda bulunmak, Sıla bebeği yaşamdan koparan kişi ya da kişiler hakkında gerekli kanuni takibatın yapılması, davanın hukukun üstünlüğü tesisiyle sona erdirebilmesi ve bu zorlu sürece katkı koymak adına yapmış olduğumuz katılma taleplerimiz maalesef reddedildi. Ama Sıla bebek adına mücadeleden vazgeçmeyeceğiz. Her ne kadar katılma taleplerimiz reddedildiyse de gözlemci olarak davayı takip edeceğiz. Tabii bu arada Tekirdağ Baromuzun katılma talebi kabul edildi. Türkiye Büyük Millet Meclisi Araştırma Komisyonu’na Sayın Vekilimizin talebi kabul edildi. Ama talebi reddolunan Türkiye Barolar Birliği ve barolarımız olarak Sıla bebeğin yaşam hakkından koparıldığına ilişkin bu davada hukuk mücadelesini sürdürmeye devam edeceğiz. Toplum adına hukuku savunacağız” dedi.
CHP’Lİ GÖKÇEN: ÇOCUKLARIMIZI YAŞATALIM DİYENLERLE BİRLİKTE BURADAYIZ
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen ise duruşma öncesinde yaptığı açıklamada, davayı takip etmek için geldiklerini belirterek, “Yurttaşlarımızla birlikte, çocuklarımızı koruyalım diyenlerle birlikte, çocuklarımızı yaşatalım, hepimiz güven içinde yaşayalım diyenlerle birlikte buradayız. Ama bir gözümüz, bir kulağımız da bugün Diyarbakır’da Narin duruşmasında. Daha önce dile getirmiştik; Narin cinayetinin duruşmasıyla, Sıla bebeğin duruşmasının aynı güne denk gelmesini anlamlı buluyoruz. Aynı güne denk geldiği için, kamuoyunun tepkilerinin bölünebileceği, dikkatinin dağılabileceği, takibin azalabileceği amaçlanıyorsa eğer bu amaç gerçekleşmeyecek” dedi.
‘ARTIK NE OLUR BİR ARAYA GELELİM’
Çocuk ve kadınları korumanın yöntemlerinin belli olduğunu söyleyen Gökçen, “Bir toplum bu hale nasıl geldi? Bir toplumda çocukların, bu suçlara sürüklenmesinin arkasında ne gibi sosyolojik sebepler var? Bir kadını öldüren zihniyetin arkasında onu nasıl bir eşit olarak görmeyen bir mantık var. Onu nasıl bir mal olarak gören bir mantık var. Bunların hepsini araştırmak zorundayız. Bunların hepsini ele almak zorundayız. Ve yaşam hakkını savunuyorsak, o zaman gerçekten sonuç almak için savunmak zorundayız. Bizler Cumhuriyet Halk Partisi olarak Cumhuriyet Halk Partili parti yöneticilerimiz, kadın kollarımız, parti örgütümüz ve milletvekillerimizle birlikte bu işe bu mantıkla bakıyoruz. Artık ne olur bir araya gelelim ve çocuklara yönelen bu saldırının sistematik olduğunu kabul edelim. Çocuklara ve kadınlara yönelen bu şiddetin arkasındaki sebepleri gerçekten araştıralım ve bunlara hep beraber çözüm bulalım diyoruz. Gün boyunca, hep beraber duruşmayı takip edeceğiz” diye konuştu.
KADEM: YARGILAMANIN HIZLI VE ADİL BİR ŞEKİLDE GERÇEKLEŞTİRİLMESİNİ BEKLİYORUZ
Kadın ve Demokrasi Vakfı (KADEM) Hukuk Kurulu Başkanı Avukat Helin Görgül de basın açıklaması yaptı. Görgül, “Bugün, henüz bebeklik çağında olan Sıla bebeğin yaşam hakkını, ağır ihmaller ve kasıtlarla elinden alanların cezalandırılması ve bu vahim olayda, adaletin bir an önce tecelli etmesi için buradayız. Sıla bebeğin ölümüne neden olan olaylara ilişkin iddianamede, anne Bakiye Yeniçeri hakkında, ‘Suçu bildirmeme’, ‘İhmali davranışla kasten adam öldürme’, ‘Suç delillerini yok etme, gizleme ve değiştirme’ suçlarından dava açılmış olup, 10 Eylül 2024 tarihinden bu yana tutukludur. Annenin sevgilisi olduğu belirtilen Sanlı Ö. hakkında ‘Suçu bildirmeme’ suçundan dava açılmış, 12 Eylül 2024’te tutuklanmış ancak 31 Ekim’de tahliye edilmiştir. Komşu Kani A. hakkında ‘Nitelikli cinsel istismar’ ve ‘Çocuğun cebir kullanılması suretiyle cinsel amaçlı kişiyi hürriyetten yoksun kılma’ suçlarından iddianame düzenlenmiştir. Ayrıca Kani A.’nın çocukları hakkında ayrı bir soruşturma dosyası açılmış olup, süreç devam etmektedir. Sıla bebeğin adım adım ölüme sürüklendiği bu dehşet verici olay karşısında sessiz kalmamız mümkün değildir. Davaya müdahil olma talebinde bulunacak ve süreci sonuna kadar takip edeceğiz. Sanıkların, hak ettikleri en ağır cezalara çarptırılmasını talep ediyor ve yargılamanın hızlı ve adil bir şekilde gerçekleştirilmesini bekliyoruz. Yaşam hakkını savunmak, adalet ve vicdan adına hepimizin sorumluluğudur. Bu mücadelede toplumun her kesimini dayanışmaya davet ediyoruz” dedi. (DHA)